15 Şubat 2012 Çarşamba

Daima Çirkinleşen Bir Oyun ...





Farkında olmadan da olsa hep öğrenmek istemediğimiz şeyler öğretti bize hayat. Daha 7 yaşındayken annemizden ayırdı bizi. Bir sürü gözyaşıyla okula başladık. Tam alıştık derken başladı bir okuma yazma derdi. Sardı tüm bedenimizi. Bu bitecek dedik hep. Bitsin ohh çok rahat geçer falan derken okuma yazma olayı aslında hayatın bizimle oynadığı en masum oyundu. Sınavlar, lise, üniversite, evlilik, ev, araba, çocuk derken her şey bitti. Upuzun gelen, hiç bitmeyeceğini sandığımız hayatın aslında en güzel yıllarını kaçırdık hayallerle.
 Ne garip bir döngüdür hayat. Bugün hayalini kurduğun şeyi yaşarken o hayal kurduğun zamanın hayalini kurarsın. Acıkan doymam sanırmış ya çoğu zaman komik gelmiştir bana. Ama gerçekten haklı kim söylediyse. Öyle bir açlık var ki içimizde ne bugün doyurur bizi ne yarın. Ne çeşit çeşit yemekler ne en sevdiğimiz tatlılar.  Ne nefes kesici bir güzellik ne de yüzlerce insanın sevgisi. Aç gelmiş aç gideriz. Doymam sanmadığımız tek açlıktır işte bu...
Tam doydum derken öyle bir açlık bürür ki içimizi. Doydukça daha çok acıkır, acıktıkça daha çok yeriz. Daha çok tüketiriz benliğimizi. Daha çok tüketiriz insanları. Daha çok tüketiriz tek hakkımız olan şu ömrü...

4 yorum:

MİSİ dedi ki...

Hayat bize bir şeyleri zamanında öğretmiyor, geçtikten sonra, bittikten sonra dönüp bakıyoruz arkamıza maalesef.
Güzel bi yazı olmuş:)

Nerissaa dedi ki...

Ve en kötüsü de nasihat denen şeyden hiç anlamıyoruz :)Teşekkür ederim...

Adsız dedi ki...

Essay için kullansam kullanırım,o derece net anlatmışsın.Güzel yazı.

Nerissaa dedi ki...

:)Essay ve benim yazım he. Aynı cümlede kullanılması bile müthiş. Teşekkürler :)