5 Eylül 2011 Pazartesi

Düğünün en güzel yanını kaçırdım. PASTAA

2 gün önce bir düğüne gittim ki sormayın. Evlenen kuzenimin kuzeni ama sanki kardeşim evleniyormuş gibi oynadım. Bir ara halay çekerken arabanın arkasına bağlanmışım da koşmak zorundaymışım gibi koşuyorum sandım. Hatta yüz üstü düşeceğimi ama kimsenin beni fark etmeyeceğini bile düşündüm. Düğün 5 saat sürdü ve ben o 5 saat boyunca en fazla yarım saat oturmuşumdur. Onun dışında devamlı oynadım. Düğünün sonlarına doğru ayakkabımın ayağıma vurduğunu fark ettim. Ayakkabıyı çıkarmamla gözlerimin fal taşı gibi açılması bir oldu. Ki bu esnada hala halayda kim var acaba gitsem mi hava da çok soğuk üşürsem düşünceleri vardı. Böyle olacağını bildiğim için çantamda 3 kutu yara bandıyla gelmiştim :D
Düğünün sonlarına doğru artık orkestraya yalvarıyorduk sanki son bi halay daha falan. Eve geldiğimde saat 12 buçuktu. Ayakta duramıyordum ama hala düğünde olsak yine halay çekerdim onun da farkındaydım. Bu halay sevdası nedir bilmiyorum ama bi halay uğruna pastayı kaçırdım ona yanıyorum.
Ve son olarak bombayı patlatıyorum. 9. ve 10. sınıf coğrafya kitapları aldım. 10. sınıf konularında okul açılmadan 1. dönemi bitirmeyi tarihe başlamayı düşünüyorum. Sonuç olarak matematik ve geometrisi berbat bir anadolu lisesi öğrencisi olarak ortalamam 3 olmazsa sınıfta kalırım. Onu da bırakın da ben ders çalışmayı çok sevmeye başladım. Hayır hayır başıma taş düşmedi. Ne bileyim sadece mecbur olduğum bir şeyi beynimle   güzel olduğunu düşünmeye çalışarak yine beynimi kandırmaya çalışıyorum... :)

Hiç yorum yok: