24 Temmuz 2011 Pazar

Can yakanın canı yansın diye ...

Şu hayatlarımız ne kadar garip değil mi?
Hepimizin hayatı , yaşadıkları , hissettikleri , söyledikleri , duydukları , öğrendikleri , inandıkları farklı. Ama sonumuz hep aynı. Ölüm.
Sadece sonumuz olsa yine iyi. Başı da bir bu uzun yolculuğun. Doğum.
Hayat Başlıyor  ve Bitiyor .

Doğum .............................................................................................. Ölüm

Sanırım yapmamız gereken tek şey bu noktaları olabildiğince doldurmak. Kötü en ufak şey o doldurduğumuz noktaları yokederken , iyi her şey o noktaları arttırıyor. Dolduracak daha çok yer kalıyor bize. Mutlu olacak , gülümseyecek , sevecek , sevilecek daha çok yerimiz oluyor. Daha iyi yaşıyoruz.

Hayatı bir lastik gibi düşünürsek eğer
Ne kadar az çekersek çekelim o lastiği bıraktığımızda bizden uzaklaşmaz mı?
Çok çekersek bir tokat misali yüzümüzde şaklarken , hiç çekmezsek sadece bıraktığımızla kalırız.
Dikkat edin. O lastik yüzümüzde sadece öldükten sonra şaklamıyor. Bugün bakın halinize. Kimimiz ağladı , kimimiz ağlayacak , kimimiz ağlıyor ...
Sadece öldükten sonra değil acı. Bugün taa içimizde. Belki de aşk , sevgi bu yüzden verildi bize. Can yakanın canı yansın diye...

Hiç yorum yok: